Bir şeye dikkat ediyor musunuz?
Mitinglerde, televizyon ekranlarında dengesini, psikolojisini, ruh sağlığını kaybetmiş iki kişi var. Birisi Mansur Yavaş, diğeri Meral Akşener. Durumları tam tedavilik dersek inanın abartmayız. Bir kaygı, bir korku, bir telaş, bir suç bastırma hâlindeler. Konuştukça saçmalıyorlar, saçmaladıkça konuşuyorlar. Bunu yaparken de düştüğü çukurdan çıkmak için debelenenler gibiler. Debelendikçe de çukur içinde daha çok batıyorlar.
Meral Akşener masadan “kalktı-oturdu” yaptı, o günden sonra âdeta feleği şaştı. Çünkü bu süreçte öyle eylem ve söylemlerde bulundu ki, artık hiçbir taraf için güven vermiyor. Ona ne masada oturan güveniyor ne de karşısında yer alanlar. Toplumda da pek itibarı kalmadı. O yüzden mitinglerine gelen de olmuyor. Geçen hafta Erzurum gibi bir büyükşehirde 500 kişi var ya da yok bir kalabalıkla miting yaptı.
Kendisinin kalabalık toplama adına bir etkisi olmadığını bildiği için Mansur Yavaş’ı Kılıçdaroğlu’ndan arta kalan vakitlerde miting figüranı olarak kullanmaya çalışıyor. Mansur Yavaş’ı sosyal medyadan cilaladılar ya, oradan alıcısı olur sanıyor. Hani Kayserililer “Eşeği boyar babasına satar” der ya. O misal… Ama onun da bir etkisi olmadığını gördüler.
Mansur Yavaş’ın Ankara’da yapıp anlatacağı bir projesi olmadığı için mitinglerde siyasi konulara giriyor. Hem de ne girme… Abuk sabuk ne kadar düşünce var arka arkaya sıralıyor. Ağzından çıkan sözler ya kendisini, ya kendi partisini vuruyor. Bu durum da hem zekâ seviyesini hem de çapını ortaya çıkarıyor. “Tanısanız sevmezsiniz” sloganının muhatabı Mansur Yavaş da mitinglerde konuşmaya başladığı günden itibaren kendi bitişini de hızlandırdı.
Bu ikilinin şimdi miting ve televizyon programlarındaki görevi de HDP ve terörist Demirtaş’ı şirinleştirmekti. PKK açılımı yapılan günlerde de FETÖ’nün taktiği Ülkücü-Milliyetçi sıfatını vererek bazı kişilere teröristbaşı Öcalan’ı, HDP’yi övmek, masumlaştırmak oluyordu. Şimdi de bu ikili Kemal Kılıçdaroğlu’nun önündeki mayınları temizlemek için bu yola başvuruyor. Önce Kandil’e, PKK’ya, teröristlere karşıymış gibi yaptılar, “onlar gelirse masadan kalkarız ha” diye parmak salladılar. HDP masaya geldi. Siyasi ve kişisel menfaatleri için masadan kalkamadılar. Şimdi döndüler HDP ve terörist Demirtaş’ın çok güzel niyetlerinin olduğunu anlatmaya…
Meral Akşener diyor ki: HDP'nin içinde yüzde yüz PKK'yı destekleyen Kürtlerin oyları elbette vardır. Ama PKK'yla alakası olmayan insanların da verdiği oylar var."
Siz, HDP’ye oy veren normal vatandaşın oyunu istemiyorsunuz ki, siz direkt Kandil güdümündeki HDP yöneticileriyle PKK talepleri doğrultusunda anlaştınız. PKK’lı Mithat Sancar ne zaman “Mithat Hocan” oldu bu arada Heval Meral?
Mansur Yavaş’ın incileri daha bomba: “HDP de Mecliste olup derdini anlatmak istiyordur. Demirtaş PKK’ya ‘Silah bırakın, ne konuşulacaksa Mecliste konuşulsun’ diyecektir belki”
Kandil’e, HDP’ye, teröristlere karşıtlıktan geldikleri nokta bu…
Mansur Yavaş’ın en son kustuğu ihanet de "Anadolu gemisi İzmir'e geldi. 15 Mayıs'ta geri gidecek. İHA, SİHA da duymayacaksınız artık" cümlesi olmuştur.
Bu ikilinin seçimlerin ardından önce ihanet noktasında sonra da sağlık noktasında büyük bir tedaviye ihtiyacı vardır. Yetiş doktor…
