Başbuğumuz ne demişti ? Davadan döneni vurun, ben dönersem beni de vurun. Her zaman bu cümleyi Davayı terk edenlere söyledik. Peki ya terk etmeyip te hala bizim gibi görünen, bizler gibi olmaya çalışanlar ? 15 Ocak 2016 tarihinde Milliyetçi Hareket Partisinden genel merkez delegesi seçilipte muhalif gruplara imza verenlere ne demeli ? buradan bir ders çıkarmalıydık, her tarafı oynayanlar bu gün bizimle yarın başkalarıyla oyun oynamayacaklarına dair bir garintileri var mı acaba ? Davaya, Lidere sadakatı olmayanın Ülkeye, Millete faydası olur mu ?
Ha şunu da belirteyim faydası olur belki, şayet malum parti, yani davayı terk edenlerin kurduğu karma karışık olan partiden söz ediyorum. Şayet 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan milletvekilliği genel seçimlerinde şayet malum parti yüzde 20 oy almış olsaydı, acaba o gidip, gelenler, geri gelirmiydi ? 24 Haziran seçimleri öncesi hem orada, hem burada kıvıranlar acaba davaya ne kadar faydaları olur.
Yine Başbuğumuzun bir sözü vardır. "Becerisizlikle ihanet arasında kıldan ince bir çizgi vardır." Beceremediği halde makam, mevki işgal etmek, kendi gelecek, hesaplarını yapmak en büyük ihanet değil midir?
Bizler Ülkücü düşmanı falan değiliz ama, sorgulamak zorundayız. Genel Merkez tarafından bu kadar sıkı tutulan ilçe ve il başkanlığı kongrelerinde görünen o ki sadece Konya'da gördüğüm bir kaç isimden bahsediyorum. Onlar kendilerini çok iyi bilirler, temennimiz bir daha hata yapmamaları, Davaya, Lidere sakatli davranmalarıdır.
Bizler gerçekleri görüp yazınca hep eleştiriyor oluyoruz ama, yazmak zorundayız. Hata, hata ile kapatılmamalıydı. Gençliğimizi, göz yaşımızı, uğruna düşünmeden feda ettiğimiz davamız söz konusu ise yazmak zorundayım.