RÖPORTAJ yapılan Arakanlı Müslümanlar'dan 20 yaşındaki Hasina Begüm, bir yaşındaki kızı Sohaifa'yı başörtüsünün altına gizlemeye çalıştığını ancak askerlerin küçük kızı fark ettiklerini dile getirdi. Begüm, "Kızımı benden aldılar ve canlı canlı ateşe attılar. Ne yapabilirdim ki? Ellerinde bıçakları, omuzlarında tüfekleri vardı" derken Racuma Begüm ise "Önce çocuğumu benden alıp yere attılar ardından gözlerimin önünde boğazını kestiler. Sonra askerler bana ve diğer iki kadına tecavüz etti" dedi.
Myanmar ordusunun binlerce Arakanlı Müslümanın hayatını kaybetmesine yüz binlercesinin de topraklarından kaçmasına yol açan sistematik zulümleri bir kez daha gözler önüne serildi.
İnsan Hakları İzleme Örgütünün (HRW) yayımladığı " Nehir Kıyısında Katliam: Myanmar Ordusunun Tula Toli'de İşlediği İnsanlık Karşıtı Suçlar" raporuna göre, Arakan'ın Tula Toli köyünden Bangladeş'e kaçan 18 ve bölgeden kaçan 200 Arakanlı Müslümanla yapılan röportajlar, Myanmar ordusunun bölgede yaptığı kıyımı ortaya koydu.
Tula Toli'ye baskın düzenleyen Myanmar askerlerinin köylüleri nehir kıyısına götürdüğünü, kadın ve çocuklardan ayırdıkları erkekleri katlederek topluca çukurlara attıklarını, üstlerine benzin döküp yaktıklarını anlatan köylüler, askerlerin kadın ve çocuklara topluca, defalarca tecavüz ettiklerini, bazı çocukları da annelerinden ayırarak ateşe attıklarını anlattı.
Tanıklar, Myanmar askerlerinin daha sonra köyü ateşe verdiğini , tecavüz ettikleri kadınları ateşe verdikleri evlere kapatarak ölüme terk ettiğini söyledi.
"KIZIMI BENDEN ALDILAR VE CANLI CANLI ATEŞE ATTILAR"
Röportaj yapılan Arakanlı Müslümanlardan 20 yaşındaki Hasina Begüm, bir yaşındaki kızı Sohaifa'yı başörtüsünün altına gizlemeye çalıştığını ancak askerlerin küçük kızı fark ettiklerini dile getirdi.
Hasina Begüm, "Kızımı benden aldılar ve canlı canlı ateşe attılar. Ne yapabilirdim ki? Ellerinde bıçakları, omuzlarında tüfekleri vardı." dedi.
Yanan evlerden birinden kaçmayı başaran Şefika, yaşadığı dehşeti "Uyandığımda bir kan havuzunun içindeydim. Etrafımdaki insanları kaldırmaya başladım ama tepki vermediler. Bambu duvarı yıkıp kaçtım. Çevredeki tüm evler yanıyordu. Diğer evlerden bazılarından çığlık atan kadınların sesleri geliyordu.
Onlar alevlerden kaçamadılar." ifadeleri ile anlattı. 20 yaşındaki Racuma Begüm, askerin kadınları bir eve topladığını ve eve girdiğinde diğer odalardan gelen kadın çığlıklarını duyduğunu ifade ederek şunları kaydetti: "Önce çocuğumu benden alıp yere attılar ardından gözlerimin önünde boğazını kestiler. Sonra askerler bana ve diğer iki kadına tecavüz etti, Evden kaçtım ama o evden benden başka kimse çıkamadı. Hepsi içeride yanarak can verdi." Arakanlı Müslümanlardan 30 yaşındaki Mümtaz Begüm, Myanmar askerlerinin kendilerini nehir kıyısında topladığında yanında 4 çocuğunun olduğunu, askerlerin ilk olarak bebeğini elinden alarak ezdiklerini anlattı.
Askerlerin daha sonra iki oğlunu elinden aldıklarını, sopayla dövdükten sonra bıçaklayarak öldürdüklerini dile getiren Begüm, "Kendime geldiğimde bulunduğum ev, alev alev yanıyordu. Duvarı yıkarak çıktım, kızım da çıkmıştı." diye konuştu.
Raporda görüşlerine yer verilen HRW Asya Direktörü Brad Adams, Tula Toli'deki ordu saldırılarının sadece vahşi değil, aynı zamanda sistematik olduğuna işaret ederek, "Askerler, yüzlerce Arakanlı Müslümanı vahşice öldürdü, yüzlercesine tecavüz etti. Bu, ancak önceden planlandığında görülebilir." ifadelerini kullandı.
ARAKANLI MÜSLÜMANLARA ETNİK TEMİZLİK
Myanmar ordusunun silahlı militanlarla mücadele gerekçesiyle Arakan'da sivillere yönelik saldırılarında 25 Ağustos'tan bu yana binlerce Müslüman hayatını kaybetti.
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) Örgütü, geçen hafta yaptığı açıklamada 25 Ağustos'tan bu yana 6 bin 700 Müslüman'ın öldürüldüğünün sanıldığını bildirdi. Binlerce Arakanlı Müslüman da can güvenliği nedeniyle halen bölgeden uzaklaşmaya çalışıyor. Myanmar'dan kaçan 600 binden fazla sivil dağlık bölgeler, Naf Nehri ya da deniz yoluyla Bangladeş'e geçti.
Arakan'da 1970'lerde yaklaşık 2 milyon Müslümanın yaşadığı tahmin edilirken, sistematik saldırılardan kaçış nedeniyle bu sayı 350 binin altına geriledi.
Kaynak:Ortadoğu
