Çumranın Sesi

Çumranın Sesi

17 Nisan 2024 Çarşamba
Fabrikaların satılması sömürünün bir parçası.
Yetkin Özalp, "Şeker Fabrikaları satılırsa, devlet 1 milyar civarında para kazanacak. NBŞ tüketimi yaygınlaşacak ve halk sağlığından olacak. Küresel güçlere trilyonlarca ilaç parası ödenecek" dedi.
Kategori : ÇUMRA
26 Şubat 2018 07:44
 
Fabrikaların satılması sömürünün bir parçası.
Yetkin Özalp, "Şeker Fabrikaları satılırsa, devlet 1 milyar civarında para kazanacak. NBŞ tüketimi yaygınlaşacak ve halk sağlığından olacak. Küresel güçlere trilyonlarca ilaç parası ödenecek" dedi.

Saadet Partisi Konya İl Başkanlığı Şubat Ayı İl Divan Toplantısı yoğun katılım ile parti il binasında düzenlendi. Gerçekleştirilen divan toplantısına Ilgın Belediyesi Eski Başkanı Avukat Yetkin Özalp'ın yanı sıra; Saadet Partisi Genel Sekreteri Tacettin Çetinkaya, Genel İdare Kurulu Üyesi Hasan Hüseyin Öz, İl Başkanı Avukat Hasan Hüseyin Uyar, il başkan yardımcıları, Karatay Belediyesi Eski Başkanı Mehmet Şen, Meram İlçe Başkanı Şuayip Koçak, Karatay İlçe Başkanı Ali Genç, Milli Görüşçü Kuruluş Ve Organizasyonlar (MİLKO) temsilcileri ve çok sayıda partili katıldı. Konuşmacı Yetkin Özalp, gündeme dair değerlendirmelerde bulunarak Şeker Fabrikaları'nın satış kararına karşı çıktı.

FABRİKANIN TEMELİNİ GÖZYAŞLARI İÇİNDE ATTIK

Bu ülkedeki insanların yabancı güçlere muhtaç olmaması için rahmetli Erbakan Hocanın ağır sanayi hamlesini başlattığını ifade eden Ilgın Belediyesi Eski Başkanı Av. Yetkin Özalp, şeker fabrikalarının satılması kararının akıl kârı bir adım olmadığını dile getirdi. Ilgın Şeker Fabrikası serüveninin 1950'li yıllardan önceye dayandığını hatırlatan Özalp, "İlçeye fabrikanın kurulması için çok mücadele edildi. En son Erbakan Hocama gittik. Durumu anlattık. Ilgın'a fabrika yapılacağı müjdesini hocam bize verdi. Sonra bize 'Benden başka bir isteğiniz var mı' diye sordu. Biz, çok mutluyduk. O anın heyecanı ile ilk başta aklımıza bir şey gelmedi. Dönemin Ilgın İlçe başkanı rahmetli Mustafa Orhan'lı abimiz 'Hocam ilçeye bir de İmam Hatip Okulu istiyoruz' dedi. Hocam, 'İmam Hatip Okulu istemeseydiniz size fabrikayı yapmazdım. Çünkü bu yapılacak fabrikada imanlı gençler ve insanların çalışması gerekir. İmanlı insanlar çalışmazsa fabrikanın çarklarına demir sokarlar, fabrikayı çalışmaz hale getirirler' dedi. Hem hocamıza hem de bize yönelik millete karşı fitne tohumları atılıyordu. Biz de öyle bir ruh vardı ki, ağlayarak gözyaşları içinde ve hayal edenler utansın pankartı altında biz bu fabrikanın temelini attık" açıklamalarında bulundu.

FABRİKALAR SATILDIKTAN SONRA AH VAH EDERLER

Ilgın Şeker Fabrikası açıldıktan sonra bölgenin en verimli fabrikası haline geldiğini aktaran  Özalp, Ilgın'ın fabrika kurulmadan önce küçük bir köy konumunda olduğunu da kaydetti. Özalp, ardından şunları kaydetti: "Evlerimizin damları topraktı. 2 bin 500 insan fabrikanın ilk döneminde çalışmaya başladı. Ilgın'da zamanla çatılı evler görülmeye başlandı. O günlerde fabrika müdürü ile köylerde fabrikada çalıştırmak üzere işçi arıyorduk. Dışarıdan işçiler gelmeye başladı. Evet, işçi bulamıyorduk. Zaten Hocamız 'Biz, Türkiye ve  Konya'ya ağır sanayi hamlesi kapsamında 200 tane fabrika yaptığımız zaman çalıştıracak insan bulamayız. Yurtdışından ülkemize çalışmak için işçiler gelecek' diyordu. Merhum Erbakan, her ile her ilçeye bir fabrika derken yadırgıyorduk. Hocamızı o zaman anlayamamışız. 2005 yılından sonra Şeker Fabrikaları'nı özelleştirme isteği furyası başladı. Toplumda bir algı var. 'Satılsın, fabrikanın bize ne faydası var' deniliyor. Ülkemizdeki Şeker Fabrikaları 10 milyon vatandaşın, Ilgın Şeker Fabrikası ise 200 bin insanın ekmek kapısı. Sadece ekonomik değil, fabrikaların varlığının olumlu sosyal yönü de var. Ağrı, Muş, Kars'a Şeker Fabrikaları niye yapıldı? Hocam, 'Yöre halkı bu fabrikalarda işe girerse, terörün esiri olmaz' diyordu. Ağrı'da, Kars'ta bir delikanlı iş sahibi olamadığı zaman ne yapacak? Hocamız bu fabrikaları o yüzden ücra köşelere serpiştirdi. Ilgın Şeker Fabrikası 33 milyon kâr etti. Başarılı olduğu için de fabrikaya başarı plaketi verildi.

MİLLETİN SAĞLIĞI TEHDİT ALTINDA OLACAK

Nişasta bazlı şeker üretimi yapan Chargill isimli büyük bir firmanın, 15 Temmuz'dan sonra şeker kanununda değişiklik yapılması için hükumete baskı yaptığını da ekleyen Özalp, daha sonra konuşmasını şöyle sürdürdü: "Nişasta bazlı şekerin ülkeye ithali Türkiye'ye serbest olsun diye diretip, durdular. O zamanki dirayetli duruşumuzla bu taleplerini geri çektiler. 2016 yılında Şeker Kurulu Piyasasına üye atanmaması koşuluyla Şeker Kurumu çalışılamaz hale getirildi. Nişasta bazlı şekerler bu adımdan sonra piyasayı ele geçirdi. Türk milletinin sağlığı için çok korkutucu bir gelişmedir bu. Şeker Fabrikaları satılırsa devlet 1 milyar civarında para kazanacak belki. Ama ülke halkının sağlığı tarumar olacak. Toplumun hastalığından dolayı, küresel güçlere trilyonlarca para ödeyecek. İlaç sanayinde daha fazla sömürüleceğiz."



Kaynak:Merhaba

Okunma : 721
Bugünün en çok okunan haberleri
Gündem haberleri
Son dört günün en çok okunan haberlerini gösterir
Ayın en çok okunan haberleri için tıklayın