Çumranın Sesi

Çumranın Sesi

19 Nisan 2024 Cuma
ADIM İSLAM SOYADIM TÜRK
ADIM İSLAM SOYADIM TÜRK Bu söylemden rahatsız olanlar bölücülerdir. Bu ülkeye ihanet içerisinde olanlar.
Kategori : ÇUMRA
22 Ekim 2018 07:53
 
ADIM İSLAM SOYADIM TÜRK
ADIM İSLAM SOYADIM TÜRK Bu söylemden rahatsız olanlar bölücülerdir. Bu ülkeye ihanet içerisinde olanlar.
Türküm, Doğruyum, Çalışkanım, NE MUTLU TÜRKÜM DEMEK Kimleri rahatsız ediyor. Bu söylemlerden kimler rahatsız ? Bu söylemlerden en fazla rahatsız olan PKK dır. Bu Vatanın Bayrağına, Birliğine, Türk coğrafyasına karşı olan, bölüp parçalama arzusunda olan batı emperyalist devletleri ve uşakları ve birde sözde İslam adına terör örgütü bölücü örgütlere çanak tutanlardır. Geçmişte de aynıydı değişen hiç bir şey olmamış, Derlerdi sizler Ne Mutlu Türküm Derseniz birileride çıkar Ne Mutlu Kürdüm der derlerdi yeşil kardeşlerimiz. Yeşil Kominist demekle ne kadar haklı olduğumuz bir kez daha meydana çıktı. Anayasanın Andımızı tekrar okullarda okutulmasına izin verilmesinden ne kadar çok rahatsız olanlar varmış, halbuki bizde sanıyorduk ki sadece PKK'lılar rahatsız, hiç de öyle değilmiş. 

Kur’an Türkler Hakkında Ne Diyor?

Türk ve Türklük düşmanları her ne kadar karşı çıksalar da güneş balçıkla sıvanmaz hesabı Hz. Peygamber’in Türkler hakkındaki hadisleri kaynaklarda bir güneş gibi parlamaktadır. Peki, acaba Kur’an Türkler hakkında ne diyor? Daha doğrusu Kur’an Türkler hakkında bir şey diyor mu? Türk ve Türklük düşmanlarına sorarsanız Kur’an Türkler hakkında hiç bir şey demiyor. Eğer bu Türk düşmanlarının dediklerini doğru kabul edersek karşımıza çıkan sonuç şu oluyor:

Kur’an, sadece İsrailoğulları ve Araplar için indirilen bir kitaptır, İslamiyet de İsrailoğulları ile Arapların ulusal dinidir! Diğer milletler ise İsrailoğulları’nın ve Arapların kölesi ve cariyesi hükmündedirler! Çünkü Kur’an’da en çok adı geçen kavim Beni İsrail, yani İsrailoğulları’dır. İsrailoğulları’nın 1/6’sı kadar da Arapların adı zikredilmektedir Kur’an’da. Ayetlerde geçen kavim isimlerine bakarsanız durum böyledir. 

Ancak asıl gerçek elbette böyle değildir. Açıkça zikredilmese bile Kur’an’da pek çok kavme, bu arada Türklere de işaret eden ayetler bulunmaktadır ki; Türklere işaret eden ayetlerin başında Mâide Suresi’nin 54. ayeti gelmektedir. Söz konusu ayetin meâli şöyledir:

“İşte ey ehl-i Kur’ân olan şu vatanın evlâdları! Altı yüz sene değil, belki Abbâsîler zamânından beri bin senedir Kur’ân-ı Hakîm’in bayrakdârı olarak bütün cihâna karşı meydan okuyup, Kur’ân’ı i‘lân etmişsiniz. Milliyetinizi, Kur’ân’a ve İslâmiyet’e kal‘a yaptınız. Bütün dünyayı susturdunuz, müdhiş tehâcümâtı def‘ ettiniz, tâ يَاْتِي اللّٰهُ بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُٓ اَذِلَّةٍ عَلَي الْمُؤْمِن۪ينَ اَعِزَّةٍ عَلَي الْكاَفِر۪ينَ يُجاَهِدُونَ في۪ سَب۪يلِ اللّٰهِ [Allah ileride (onların yerine) öyle bir kavim getirir ki, (O) onları sever; ve (onlar da) O’nu severler; (o bahtiyâr insanlar) mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı şiddetlidirler! Allah yolunda cihâd ederler!] âyetine güzel bir mâsadak (mazhar) oldunuz. Şimdi Avrupa’nın vefrenkmeşreb (Avrupa fikirli) münâfıkların desîselerine (hîlelerine) uyup, şu âyetin evvelindeki hitâba mâsadak olmaktan çekinmelisiniz ve korkmalısınız!” (Mektûbât, 26. Mektûb, 123)

“Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, (bilin ki) Allah onların yerine öyle bir topluluk getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Onlar mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı güçlü ve onurludurlar. Allah yolunda cihad ederler. (Bu yolda) hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. İşte bu, Allah’ın bir lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.”(3).

Şimdi yukarıdaki mealinden hareketle, bu ayetin nasıl oluyor da Türklere işaret ettiğine bir bakalım:

İlk başta ifade edelim ki; Türklerin uzun asırlar boyunca İslam’a yapmış oldukları hizmetlere, özellikle de Haclı Seferlerine karşı duruşlarına, mukaddes İslam beldelerine yapmış oldukları hizmetlere ve bilhassa uzun asırlar boyunca bu beldeleri korumalarına, İslam sancağını uzak diyarlara kadar taşımalarına bakarak, birçok İslam Bilgini, ayette geçen kavmin ancak Türkler olabileceğini kabul ve ikrar etmişlerdir. Bunlara göre; Araplardan sonra İslam’ın temsilciliği Türklere geçmiş ve Türkler bu görevi uzun yıllar hakkıyla yerine getirmişlerdir. Dolayısıyla Mâide Suresi’nin 54. ayeti, hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde Türkleri işaret etmektedir.

Hz. Peygamber’in Türkler hakkındaki hadislerinden en ünlüsü ve bilineni şudur: “İstanbul elbette feth olunacaktır. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden ordu ne güzel ordudur”. Şimdi bir taraftan, Hz. Peygamber’in övgüsüne mazhar olmak için Arapların ilk devirlerden beri muhtelif kereler İstanbul’u fethetmek için çeşitli seferler düzenlediklerini ve ashaptan Ebu Eyyup El-Ensari (Eyüp Sultan) hazretlerinin bu seferlerden birisine katılarak İstanbul’a geldiğini ve orada öldüğünü söyleyeceksiniz, bir taraftan da Türkleri işaret ettiği gerekçesiyle yukarıdaki hadise “uydurmadır”diyeceksiniz. Doğrusu bu durum, tam bir ikiyüzlülüktür.

ADIM MÜSLÜMAN SOYADIM TÜRK
DOKUZ TUĞLU SANCAĞIM,
AK VE KIZIL OTAĞIM,
AY-YILDIZLI BAYRAĞIM,
CİNSİ TÜRK BİR İNSANIM.

İSLAM Kİ BENİM DİNİM,
MUHAMMED’DİR HABİBİM,
HANEFİLİK MEZHEBİM,
MÜNKİR BENİM DÜŞMANIM.

CİHAD BENİM FELSEFEM,
ZÜLMÜ İSE HİÇ SEVMEM,
VATANIMDAN GEÇEMEM,
YILMAYAN BAHADIRIM.

ATA’MA LAF DEDİRTMEM,
BAYRAĞIMI İNDİRTMEM,
KENDİMİ DE EZDİRTMEM,
BUDUR HAYAT FELSEFEM.
 NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE  Nazif Karagöz  Cumraninsesi.com

Okunma : 969
Bugünün en çok okunan haberleri
Gündem haberleri
Son dört günün en çok okunan haberlerini gösterir
Ayın en çok okunan haberleri için tıklayın